5 Aralık 2013 Perşembe

Çürük Ve Harabe - Jonathan Maberry || Kitap Canavarlarının 5.Blog Turu || Yorum + Çekiliş

Bu tur çok ilginç bi tur oldu. Bu postu size iki büklüm olmuş öyle yazıyorum çünkü fena hastayım :/ Yine de  kitabın mükemmelliğine bir şey demiyorum :D Konusuna bir bakalım mı? :)

Yalnızca iki seçeneğiniz var 
Çalışmak ya da ölene hatta öldürülene kadar aç kalmak. 
Zombiler tarafından işgal edilen çorak bir ülke. Kendi yasalarıyla çevrelenmiş küçük bir kasaba. Burada 15 yaşına giren herkes çalışmak zorunda. Çitlerin içinde veya dışında çalışmayanın sonu açlıktır.
Benny artık 15 yaşındadır. Çalışmak için birçok iş dener ancak bir türlü başarılı olamaz. Abisi Tomun sürdürdüğü aile mesleği ise ona göre değildir. Fakat çaresiz kalan Benny bu işi kabul eder. O bir zombi avcısıdır artık. Ancak istemeyerek üstlendiği bu görev ona bambaşka bir şey öğretir İnsan olmanın ne demek olduğunu...
Jonathan Maberrynin zombi cehenneminde kendi yolunu bulmaya çalışan bir gencin olgunlaşma evresini ustalıkla kaleme aldığı eseri Çürük ve Harabeyi soluksuz okuyacaksınız.


Kitap elime ulaştığında hayran kaldım kitaba. Kapak kalitesi, iç sayfalarının düzeni, yazı puntosu vb. her şey mükemmeldi. Eh bu kadar güzel bir kitabın içi de iyiydi tabiki :)

Her şey zombilerin Çürük ve Harabe'yi işgal ettikleri İlk Gece'de başlıyor. Artık insanlar korku içinde çünkü zombilerle aralarıda sadece bir tel örgü var.

Çürük ve Harabe'de 15 yaşına gelen herkes bir iş bulmak zorunda ve kahramanımız aynı zamanda seriye adını veren Benny Imura artık 15 yaşında. Abisi bir zombi avcısı olan ve Charlie ve Çekiç adında iki zombi avcısına hayran olan Benny'nin mesleği bakalım ne olacaktır. Ya da acaba hiç meslek sahibi olamayacakmıdır. Eğer bir mesleği olmazsa kendi de yok olacaktır. Peki Benny'yi bekleyen tehlikeler neledir?

Normalde zombi kitapalrını pek sevmem ama bu kitap çok farklıydı. Okunması gereken bir kitap ve ikinci kitap Toz ve Duman'ı sabırsızlıkla bekliyorum.

Şimdi size bir kaç alıntı ile başbaşa bırakayım da kitabın mükemmelliğini sizde görün :)

'' Burası Çürük ve Harabe, Benny. Burada kural yok. İlk Gece'den beri yok. Burada zombi öldürmek insanların yaptığı sıradan bir şey.''
"Hayır , heykel değil...Mezar taşları gibiydiler. Nerede  öldüklerini ve ebediyete kadar nerede kalacaklarını göstermek için kendi vücutlarını kullanıyor gibiydiler. Bir tabuta gömülmemiş, onun yerine hareket eden, avlanan ve saldıran, bozulmuş birer vücuda hapsolmuşlardı."


'' Söyleyebileceğin hiçbir şey gerçeği değiştirmeyecek.''
'' Hayır.Gerçekler elbette değişmez. Değişen şey , gerçek hakkında ne bildiğimiz veya neye inanmak istediğimizdir.''

"Çünkü o adalarda eninde sonunda insandan başka bir şey olmayacak. Bir terslik bile olsa, mesela gece biri kendini kilitlemeyi unutup zombiye dönüşse bilebaşka bir İlk Gece yaşanmayacak.


"Dehşet dolu saniyeler boyunca, olduğu yere bu farkındalıkla öıhlamıştı adeta. Yaratığın gözleri onunkilerle buluştu. bir an için Sacchetto'nun gözlerinde de ufacık da olsa onu tanımış olduğunu gösteren bir ifade gördüğüne ve o ufacık şeyin, şimdi dönüşmüş olduğu şeyden duyduğu panik durumuyla ona baktığına yemin edebilirdi."

                                     Puanlamaya geçecek olursak bu kitap için puanım...
                                      9/10
                                               O kadar kusur kadı kızında da olur ;)



Parodi Yayınları'na bizi bu kitapla buluşturduğu için ve turumuzua sponsor olduğu için sonsuz teşekkürler. Kitapları bir harika iyi bir yayınevi olacağı her halinden belli :)


a Rafflecopter giveaway

23 Kasım 2013 Cumartesi

Ötekiler Arasında - Jo Walton || Kitap Canavarlarının 4. Blog Turu || Yorum + Çekiliş


 İşte sıra geldi yorumuma. Günün son dakikalarında paylaşmamın sebebini hemen açıklıyorum efendim. Tüm gün süren test + writing + speaking + listening + showing + description dan oluşan bir İngilizce sınavı... Ama sonuç iyi hemde sanırım baya iyi :D Neyse ben geçeyim yoruma. Bir önceki postumda demiştim ki ben yabancı kapağı daha çok sevdim. Kitabı okumaya devam ettikçe biraz daha sevmeye başladım bizim kapağı ama hala diğer kapağı daha çok seviyorum.

Kitap bir günlük şeklinde ilerliyor. Başroldeki kızımız her gün bir şeyler yazıyor ve biz bunları okuyoruz. Başta alışmakta güçlük çekmedim değil ama değişikti. Mori kitapsız yapamayanlardan bizim gibi :D Kitaplar olmaya yaşayamaz herhalde o tabii birde periler olmasa. Sürekli elindeki kitaplardan bahsetmesinden kimi zaman sıkıldım itiraf edeyim ama bazı kitaplar vardı ki onları hemen alıp okuyasım var :D

Sonra bir gün Mori bir kitap kulübüne katılıyor ve hayatı değişiyor. Küçük şeylerden mutlu olmayı öğreniyor bence.

Yazarın dilini beğenmedim değil evet beğendim ama zaman zaman da sıkıldım ara verdim biraz kitaba. Ama çoğu bilimkurgu romanı gibi değildi bu roman diğerlerinden farklı bir hava sezdim ben ve hoşuma gitti bu. Eminim okuyunca sizde seveceksiniz :)

İkinci Harfi "i" çok güzel alıntılar paylaşmış sizinle oradan biraz fikir edinin derim :)



Burada bende sizinle o alıntılardan birini paylaşıyorum ;) Turumuzun bitmesine çok fazla kalmadı. Takvime az aşağıda ulaşabilirsiniz. Ama siz bizi takipte kalın çekilişe katılmayı da sakın sakın unutmayın.Ayrıca katkılarından dolayı İthaki'ye kucak dolusu sevgiler :P

a Rafflecopter giveaway

21 Kasım 2013 Perşembe

Ötekiler Arasında - Jo Walton || Kitap Canavarlarının 4. Blog Turu || Kitap İçinde Kitaplar + Çekiliş

   Tur için kitap bulamıyoruz diye çırpınırken bu güzel kitaba rastladık :) Kapağını beğendim ama favori kapağım bu değil onu birazdan açıklayacağım. Ama bu postumda asıl olarak Kitap İçinde Kitaplar'ı konuşacağız. Nedir bu kitap içinde kitaplar? Yazarımızın oluştuğu karakterin en iyi arkadaşları - kitabın arkasında da yazdığı gibi- periler ve bilimkurgu romanları. Eh iş böyle olunca kızda sürekli kitap okuyor ya kıskanmadım da değil hani :D O kütüphaneler falan nerde burda öyle  kütüphaneler :/ Kitaptan da konuşalım biraz sonra okursunuz Kitap İçinde Kitapları :P Kitap bana tura bir gün kala geldi öyle bi aceleyle okumaya başladım ki anlatamam ama öyle pekte beklediğim gibi değildi buna ayrıntılı olarak yorumda ulaşacaksınızz :)
Ve işte benim en beğendiğim kapakta yandaki kitap. Yani ben daha bi  konuya yakın buldum daha bi dikkat çekici falan :D Bizimki de başarılı tabii ama ne biliyim işte bu daha güzel :D Şimdi başlıyoruz Kitap İçinde Kitaplara bu arada ülkemizde de çıkan bazı kitapların kapaklarını da koyacağım sıkılırsanız onlara bakın diye :)
Yanında yayınevi yazıyorsa ülkemizde de vardırr :)  Bu arada tüm kitapkarı yazmayacağım tam 154 kitap geçiyor kitap içinde ben 30 tanesini sizlerle buluşturuyorum :D Rastgele :P Daha sonra da Çekilişş 3:)


Kitap İçinde Kitaplar


1) Rüyanın Öte Yakası - Ursula K. Le Guin - Metis Yayınları
2) Yüzüklerin Efendisi - J. R. R. Tolkien - Metis Yayınları
3) Aeneas - Vergilius - Payel Yayınevi
4)Fener Tepeli Jane - L. M. Montgomery
5) Oz Büyücüsü - Lyman Frank Baum - İş Bankası Yayınları
6) Billy Bunter - Charles Hamilton
7) Malory Kuleleri - Enid Blyton - Artemis Yayınları
8) Ejder Arayışı - Anne McCaffrey - İthaki Yayınları
9) Rüzgarın On İki Köşesi - Ursula K. Le Guin - Ayrıntı Yayınları
10) Dünyadan Ayrılan Son Yıldız Gemisi - J. Boyd

11) Hitler Oyuncağımı Çaldı - Judith Kerr
12) Kedi Beşiği - Kurt Vonnegut - Dost Yayınları
13) İçeriden Ölmek - Robert Silverberg - İthaki Yayınları
14) Silmarillion - J. R. R. Tolkien - İthaki Yayınları
15) Halka Dünya - Larry Niven - İthaki Yayınları
16) Son Savaş - C. S. Lewis - Doğan Egmont
17) Şatoyu Ben Fethettim - Dodie Smith
18) Aşk İçin Zaman Var - Robert A. Heinlein
19) Aşkın Gayesi - Mary Renault
20) Amber Yıllıkları - Roger Zelazny - İthaki Yayınları


21
) Tehlikeli Hayaller - Harlan Ellison
22) Zaman Rehberi - Robert Silverberg
23) Hobbit - J. R. R. Tolkien - İthaki Yayınları
24) Diyardaki Bela - Stephen R. Donaldson - Phoenix Yayınevi
25) Kırık Kılıç - Poul Anderson
26) 2001: Bir Uzay Efsanesi - Arthur C. Clarke - İthaki Yayınları
27) Devlet - Platon - İş Bankası Yayınları
28) Cesur Yeni DÜnya - Aldous Huxley - İthaki Yayınları
29) Prens Caspian - C. S. Lewis - Doğan Egmont
30) Ölümle Doğanlar - Robert Silverberg


İşte rastgele 30 kitap bitti. Kusura bakmayım 154 kitabı da yazsam gözler şaşı olurdu herhalde :D :D Neyse işte çekiliş aşağıda. Herkese Bol Şans...
İki gün sonra yorumuma gelmeyi unutmayın ama ;) Katkılarından dolayı İthaki Yayınları'na teşekkürler.



a Rafflecopter giveaway

20 Kasım 2013 Çarşamba

Pegasus Sonbahar-Kış Kataloğu

Geçen gece Pegasus Sonbahar-Kış Kataloğu'nu paylaştı. Aman allahım orda öyle kitaplar vardı i sevinçten o gece zor uyudum :D Bursa Tüyap'ta büyük ihtimalle Pegasus standında battım :/ :D Neler varmış birazdan kataloğu koyacağım ama aldığım iki haber var ki onlara bittim :D :D






John'umun yeni kitabı çevirideymişşş :) En kısa zamanda Will Grayson'ı da bekliyoruz Pegasussss :D





Ve adı gibi Efsane olacak bir seri :D Abi bu nasıl bi kitaptır ya çık hemen de okuyalım. İçimden bi ses bu seri Açlık Oyunları'nı geçecek diyorr :D







Ayrıca bir de Ölümcül Kaçış diye bir kitapta çıkıyor onu da feciiiii merak ediyorum :D

Diğer yayınevlerinden de haberler var onlarla da başla bir postta buluşmak üzere :) İşte katalog...

16 Kasım 2013 Cumartesi

Kitap Tanıtımı || Tangled - Emma Chase


Az önce mükemmel ötesi bir haber aldım. Ooof oof :D Şuan okuduğum kitap bu ortalarına yaklaştım ve kesinlikle mükemmel gidiyor. Sonra bir geldim buralara baktım ki Ephesus çeviriye vermiş bile kitabı. Ve kızlara duyurulur orijinal kapak kullanılacakmış :D :D Eeeh ne diyelim başka en kısa zamanda çıakr umarım CNR İstanbul'a yetiştirmeye çalışacaklarmış kitabı :)  Kitap Mayıs ayında çıktı Goodreads Puanı:  4.42/5 Amazon Puanı: 4.80/5. Türü de hem yetişkin hem de romantik komedi daha ne olsun Ephesus mükemmel işler yapıyorsun seviyorum seni :D


Arka Kapak Yazısı
Drew Evans hep kazanır. Yakışıklı ve kibirli, multimilyon dolarlık iş anlaşmaları yapar ve New York’un en güzel kadınlarını bir gülümsemeyle baştan çıkartır. Kendisine bağlı arkadaşları ve kendisini şımartan bir ailesi var. Peki neden acınacak ve depresif bir halde kensini neden yedi gündür dairesine kapatmış?
Size grip olduğunu söyleyecek.
Ama hepimiz bunun gerçekten doğru olmadığını biliyoruz.
Katherine Brooks akıllı, güzel ve hırslı. Kendisini başarıya gidecek yoldan şaşırtacak herhangi bir şeye – ya da herhangi birisine – izin vermeyi reddediyor. Kate, Drew’un babasının yatırım bankasında yeni iş arkadaşı olarak işe alınınca, atılgan playboyun hayatındaki her şey kargaşaya dönüşüyor. Kate’in beraberinde getirdiği profesyonel çekişme sinir bozucu, Kate karşı hissettiği çekim dikkat dağıtıcı, Kate’i yatağına girmeye ikna edememesi ise yorucuydu.
Sonra, tam Drew istediği her şeyi elde etmek üzereyken, fazla gelişmiş kendine güveni hepsini mahvetmek üzerefir. Şehvet ve hassasiyet, hayal kırıklığı ve memnuniyet hislerini bir birinden ayırabilecek mi? Hayatının en önemli mücadelesinde galip gelebilecek mi?  
Drew Evans aşkta kazanabilecek mi?
Tangled annenizin okuduğu türden bir aşk hikayesi değil. Kadınlar hakkında çok şey bilen… aslında sandığı kadar çok şey bilmeyen acımasız, tutkulu, hazır cevap bir adamın anlattığı bir hikaye. Drew kendi hikayesini anlattıkça, hayatta istemediği tek şeyin, onsuz yaşayamayacağı tek şey olduğunu öğreniyor.

Bir de kitabı araştırırken böyle bi görsel buldum :)


"Kate ve ben köşeyi döndük. Fazla antidepresan almış iki salak gibi el ele tutuştuk ve birbimize gülümsedik. İğrenç, değil mi?"
-Drew Evans

13 Kasım 2013 Çarşamba

Uykusuzlar - Gülşah Elikbank || Kitap Canavarlarının 3. Blog Turu || Yorum + Yazarla Ropörtaj + Çekiliş


Uykusuzlar


Üçüncü turda cidden mükemmel bir kitaba el attık. Yazarın daha önce sadece bir kitabını okumuştum tadı damağımda kalmıştı ama serinin devamını getirmememiştim ama cidden özlemişim ve Uykusuzlar çooooook iyi geldi :) Yazarla da çoook güzel bir ropörtaj yaptım :)


"Rüyalar, Tanrı’nın insanlarla konuşma yolu olabilir mi? Peki ya Evren, Tanrı’nın rüyasından ibaretse? İnsan uyurken mi hayattadır, hayattayken mi rüyada?
Bir lanetle, kaderle, gölgelerle ve rüyalarla boğuşan Nina’nın sürükleyici macerasına sahne olan Uykusuzlar, fantastik dünyaların felsefeyle yoğrulduğu bir aşk hikâyesi..." diyor bize arka kapak ve çokta doğru söylüyor. Kitapta yeni bir türle karşılaşıyoruz Uykusuzlarr :) Favorilerimden birisi oldu benim Uykusuzlar :)

Bir gün geldim okuldan baktın kargo var. Açtım baktım Uykusuzlar... Bir kapak bu kadar mu güzel olur... O kapaktaki söze zaten öldüm öldüm dirildim. Sonra başladım hemen okumaya. Eh yeni bir tür var karşımızda başta biraz zorlandım ama anladıktan sonra her sayfada mükemmel oldu kitap. Yazarın o hayal gücüne hayranım ya, o beyni bana da versinlerr :D

Nina kızımız nişanlı ama aslında rüyanlarının erkeği Ares'e aşık. Uykusundaki Uykusuza aşık aslında Nina. Nina'nın aynı zamanda bazı yetenekleri var. Çünkü o rüyaları yansıtabiliyor :) :) Konuya çok fazla girmek istemiyorum ama bu kitapta bir kere daha Gülşah Elikbank'ın kalemine hayran kaldım. Hep vampir, hep kurtadam nereye kadar alın size Uykusuzlar :D Şaka bir yana bu mükemmel kitap herkesin kitaplığında olmalı. Türk yazar nasıl fantastik yazar diye bir düşünceniz varsa eğer okuyun sonra bir daha düşünün. Bakın Gülşah Elikbank o 197 sayfada nasıl bir dünya yaratmış. Bana yetmedi bile umarım devam kitabı çıkar :)



Geçelim o mükemmel ropörtaja. Ben soruları sorarken çoook eğlenerek sordum umarım yazarımız da böyle cevap vermiştir. Bakalım neler sormuşum :)

S.1: Öncelikle böyle bir konuşmayı kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim. İlk olarak sizin de ilk göz ağrınız Günebakan Üçlemesi'yle başlamak istiyorum.
Serinin ilk kitabı Siyah Nefes'i bende okuma fırsatı buldum ve tek kelimeye bayıldım peki sizde kitaba gelen tepkileri beğendiniz mi? Kitaptan beklentileriniz neydi; bu beklentileriniz karşılandı mı?


Üçlemenin ilk kitabını yazarken pek de bir beklentim yoktu. Daha doğrusu ne ummam gerektiğini bile bilmiyordumJ Ama şu an iki baskısı da tükendi ve 2014 yılında yeniden basılacak. Bu da bir ilk roman, hele ki fantastik bir seri için çok iyi bir grafik. Okurlarımın güzel yorumları ise çok değerli ve yola devam etme nedenim tabii.

S.2: Ben sizi ilk olarak Kitapkolik programıyla tanıdım, orada önerdiğiniz bir çok kitabı da edindim. Peki bilmeyenler için kimdir Gülşah Elikbank?

Herşeyden önce artık bir anneyim ama edebiyatın içinde olduğu her iş beni heyecanlandırıyor. Televizyon maceram da böyleydi, yerel bir kanalda olmasına rağmen internet sayesinde epey de izleyicisi vardı. Bir İletişim Fakültesi mezunuyum, yüksek lisansımı da Yönetim ve Çalışma Psikolojisi üzerine yaptım fakat gördüğünüz gibi bambaşka işlerle uğraşıyorum.

S.3: Tarzınıza hayranım diyebilirim peki sizin böyle örnek aldığınız bir idolünüz varmı? En sevdiğiniz yazarlar kimlerdir? Ne tarz kitaplar okursunuz?

Hayran olduğum çok yazar var tabii ama idolüm yok. Tolkien, Ursula Le Guin, Neil Gaiman, Jane Austen, Irvin Yalom seviyorum, İnci Aral, Nazlı Eray, Ahmet Ümit ve Buket Uzuner’e bayılıyorum. Ama ben her tarzda ve farklı ülkelere ait kitapları özelikle okumaya çalışıyorum.  Bakış açımı geniş tutmak için bu yol çok faydalı oluyor. Kendi çağdaşlarımı da mutlaka takip ediyorum. Doğu Yücel, Barış Müstecaplıoğlu, Hakan Bıçakçı gibi…


S.4: Fantastik edebiyat gerçekten zor bir alan. Hele de yabancı yazarlara böyle alışkın bir ülkede bu alanda başarılı olmak gerçekten zor. Peki siz bu zorlukla çok sık karşılaşıyor musunuz?
Not: Benim Türk yazarlara olan ön yargımı da Gülşah Elikbank, Nurgül Çelebi ve Demet Altınyeleklioğlu kırmıştır.

 
Artık daha az karşılaşıyorum. Sanırım bu yargıyı yıkmanın en iyi yolu, senin gibi okurlara sahip olmak Yani kendi kendimi insanlara anlatmak değil, beni okumuş birinin beni ve yazdıklarımı anlatması daha doğru ve etkin bir yol…Ben bu konuda epey şanslı bir yazarım çünkü okurlarımla aramda gerçekten sağlam bir bağ var. Bir de İthaki Yayınevi, özellikle de editörüm Yankı yazdıklarıma çok önem veriyor. Bu da bir yazar için büyük bir motivasyon.

S.5: Bu sorulardan sonra da tur kitabımızla ilgili sorular sormak istiyorum.
Kitapta mükemmel bir dünya yaratmışsınız. Kitabı okurken o dünyaya daldım gittim. Evet doğaüstü bir kitap ama sanki aynı zamanda hayatın doğallığını da yansıtıyordu kitap. Bu dengeyi sağlayabildiğiniz için ayrıca teşekkürler. Her kitabın bir hikayesi vardır bence peki sizin nereden geldi aklınıza bu Uykusuzlar? Nasıl yarattınız bu dünyayı ve mükemmel aşıkları?


Aslında belki fark etmişsinizdir, bu romanda aşk da aşıklar da biraz daha geri planda. Ana tema ve ana kahraman rüyalar çünkü. Üçlemedeki gibi karaktere bağlı atmıyor öykünün kalbi. Karakterin kalbi öyküye daha bağlı. Bunu özellikle bu şekilde yaptığımı belirtmek istiyorum. Ben rüyaları yazmak istiyordum ve kafamda hem rüyalara hem de insanlığa, var oluş amacımıza yönelik ciddi sorular vardı. Bir de bu dünyada yalnız olmadığımızı düşünüyorum. Uykusuzlar’ı ve diğer ırkları bu inançla yazdım.

S.6: Kitap aynı zamanda bilimsel bazı bilgilere de yer veriyor. Aynı zamanda hem başka diyarlara gidiyoruz hem de bu bilimsel gerçeklerle karşılaşıyoruz. Sizin için kitabı yazarken bu araştırmalar sorun oldu mu, sizi uğraştırdı mı?

Uğraştırdı ama bu kısım çok zevkli bir öğrenme, keşfetme süreci oldu benim için. Epey de uzun sürdü ama şikayetçi değilim. Öğrendiklerimin üçte birini bile kullanmadım bu romanda fakat hepsini bilmeden, öğrenmeden de masa başına geçmek istemedim.

S.7: "Gelecek;düş görenlerin ve o düşlerin dikenli yollarında yalınayak yürümeye yüreği yetenlerindir." demişsiniz peki siz kendi geleceğimizi nasıl görüyorsunuz?


Okunan ve sevilen bir yazar olacağıma inanıyorum. Hem yazdığım alanın yani fantastik kurgunun önümüzdeki on senelik döneme damga vuracağını düşünüyorum hem de ben bu alanda çok farklı, henüz yazılmamış konularda eserler yazmayı planlıyorum. Aklımda birçok edebiyat projesi var, onları da bu süreçte hayata geçirmiş olurum sanırım. Bir de felsefi yönü daha ağır basan romanlar var içimde, yazılmayı bekliyorlar.

S.8: Kitapta aşk, kardeşlik, sevgi, nefret her şey var ama bana biraz her şeyde de bir ikilem var gibi geldi. Böyle bir ikilem yaratıp okuyucuları düşündürmek istediniz mi? Ya da bu ikilemleri yazarken aslında gerçekten onları sorguluyor muydunuz?

Tabii, aslında bu kavramlara yanıt arayan benim. Benimle birlikte bunu okurlarım da romanımı okurken hissediyorsa, ne mutlu bana… Hayatın kendisi yeterince ikilem içeriyor zaten. Yaşam ve ölüm aynı çizgide olduğuna göre!

S:9: Kitapta bölüm başlarında bir çok söz var. Benim en çok dikkatimi çeken söz Nietzsche'in '"Gökyüzünde cennete doğru uzanan ağaçların kökleri, yerin dibindeki cehennemdedir." sözü oldu bu sözün sizin için anlamı
nedir?


Romanda gölge metaforunu seçmemin nedenlerinden biri de buydu. Gölge, içimizdeki kötü yanı temsil ediyor, tıpkı yerin dibindeki cehennem gibi. İkisi de bizim gerçeğimiz… Kimse sadece iyi olamaz; ancak içindeki kötü yanı törpülemiş olabilir. İnsan, ruhundaki o karanlık yanın ne zaman harekete geçeceğini öğrenirse, onu iyi tanırsa, o zaman aydınlığa gerçekten kavuşur.

S.10: Nilüfer çiçeğinin sizin için hayatınızda bir önemi var mı?
Benim için değil ama Uykusuzlar için varJ Onları ifade etmenin, tarif etmenin kolay bir yolu oldu, nilüfer çiçekleri… Doğanın içindeki uyum!

S.11: Ben bu kitabın devamını okumayı kesinlikle isterim. Böyle bir projeniz var mı? Ya da bizimle buluşacak başka bir projeniz?

Şu an devam kitabını düşünmedim ama bir gün, neden olmasın? Konu ve karakterler buna çok müsait. Sorguladığım bazı evrensel soruların yanıtını da henüz bulmuş değilim.
Şu aralar kafamda yine beni rahatsız eden bir konu var ve onu araştırmaya başladım ama yine uzun bir araştırma süreci olacak. O nedenle ne tarih verebiliyorum , ne de konuyu net olarak söyleyebiliyorum. Ayrıca epey verimli bir dönem geçirdim, biraz tadını çıkarmayı, okurlarımla daha yakın ilişkiler kurabileceğim sohbet ortamlarında bulunmayı tercih ediyorum.

S.12: Biraz da yazdığınız ortam hakkında soru sormak istiyorum.
Nasıl bir ortamda yazmayı seversiniz? Bilgisayar başına oturup bir kerede yazar mısınız yoksa aklınıza geldikçe "Ah şuraya da şunu ekleyeyim." der ve öyle mi yazarsınız? Yazarken en büyük destekçiniz kimdir; kitap yayınlanmadan önce birilerine okutup o kişilerden fikir alır mısınız?


Ben yöntemsiz, biraz deli gibi yazıyorum. Sevgili İnci Aral bana; sende içten gelen, akan bir yazma yetisi var, demişti bir yazışmamızda. Belki de bu nedenle bir yöntem belirleyemiyorum. Bu yüzden de hala elle yazıyorum ilk olarak, içimdeki akışın hızına klavye yetişemiyor! Bazen romanın başını sonra yazıyorum, bazen de ilk sonunu yazıyorum ama ben onun son olduğunu sonradan anlıyorumJ Karışık bir durum yani…
Yazarken en büyük destekçim; iyi kahve satan dükkanlar. Çünkü filtre kahve içmeden yazamıyorum. Artık yazdıklarımı bitirmeden kimseden fikir almıyorum, bitirdiğimde birkaç üstadıma ve tabii editörüme okutuyorum.

S.13: Turumuzdaki başka bir üyenin sorusunu da size aktarmak istiyorum. Kitabın sonunda Uykusuzlar dünyadan ayrılıyor peki diğer doğaüstü türlere ne oluyor?


Hepsi ayrıldı ama orada Ares’in bir sözü vardı. Onlara gerçekten ihtiyaç olduğuna inandıklarında geri geleceklerine dair… İnsanlara biraz daha süre tanıdılar; kendilerine ve dünyaya çekidüzen vermeleri için. Nina ve Pina da rüyalar aracılığıyla insanlara yardım edecekler. Lakin ben Yasmin’in pek rahat duracağını sanmıyorumJ Belki de asıl macera daha başlamadı bile…

S.14: Bir edebiyat oteliniz var. Nedir bu edebiyat oteli biraz anlatır mısınız bize? Neden böyle bir proje ve bu odalardaki insanları belirlemenize neler neden oldu?

İzmir'de fuarın yanında 15 odalı bir otel,15 odası da Türk edebiyatının farklı ismine ithaf edildi.Bazılarında el yazıları ve özel eşyaları da var yazarların,biraz şahsi bir seçim oldu sanırım bu 15 isim:)turizmle edebiyatı yani iki işimi birleştirme fikrinden doğdu otel...


Son olarakta bu güzel sohbet için çok teşekkür ederim.


Ben teşekkür ederim, sevgiler herkese…



Bu güzel konuşmadan sonra sizi çekilşe alalım :) Keşke herkes kazanabilse çünkü bu mükemmel kitabı herkesin kazanmasını isterim ama şartlar belli :/ Tek yapmanız gereken Rafflecopter'da yazanları yapmak :) Bol Şanslar


Desteklerinden dolayı İthaki Yayınları'na teşekkürler :) 




a Rafflecopter giveaway

24 Ekim 2013 Perşembe

Düğün Ziyafeti - Jonathan Pıdduck || Kitap Canavarlarının 2. Blog Turu || Yorum + Çekiliş


 Bu sefer Altın Bilek Yayınları'ndan çıkmış Düğün Ziyafeti adlı kitapla birlikteyiz :) Öncelikle gecikme için çok özür dilerim blogger'ın problemlerini tüm bloggerlar bilir güncelleşmeler, yenilikler falan fialn benimki de bi takıldı ne video ekleyebildim ne resim yazı bile zor yazdım dedim böyle paylaşılmaz bu ve ancak şimdi karşınızdayım :)

Bu yeni tur kitabımızda bizi çok değişik bir dünya bekliyor. Çünkü bu kitap Türkiye'de trollerle ilgili çıkan ilk kitap olma özelliğini taşıyor. Bizi bu türle tanıştırdıkları için Altın Bilek'e şimdiden teşekkürler :) Normalde dün de bir paylaşımım vardı ama paylaşamadım o yüzden onu da bu posttan hemen sonra paylaşıyorum ayrıca başka neler varmış aşağıdaki programdan hemeeen bulabilirsiniz :)



Bir adam bir gün evden çıkar ama etrafında garip şeyler olduğundan şüphelenir. Evdeki sevgilisini bırakıp gidemez ve klasik olarak seslerin peşinden gider, kendini baygın bulur ve gözlerini bir açar yanında bir troll var. Troller onu düğün ziyafeti olarak seçmişlerdir. Ama onda bi farklılık vardır. Çünkü düğün ziyafeti olacak gelin bu ölümlüye aşık olur. Yüzündeki çıbanlar, çirkin saçlar, uzun boy kısacası yazara göre iğrenç birisi bu troll.(Güzelliğini bilemem tabi bven olsan katlanmazdım ona ölsem bile :P) Neyse tabii bu adamın birde normal sevgilisi var ama okuyun bakalım nasıl bi sevgili o. İçimden ağzına bi tane patlatıp susturmak geldi.(Dikkat ağır spoiler) Zaten sonra bu trollere öyle kötülükler yaptı ki sonunda sevgilisi öldü ama kızın umrumda değil.



Kitap kısa mıdır diye nedir bilinmez bence betimlemeler o kadar azdı ki hayal ederken çok zorlandım ve ayzarın yarattığı dünya yine betimleme eksikliğinden hiç gerçekçi gelmedi bana. Hani aman amana herkese tavsiye edermiyim etmem.Hatta tarzınızı biliyorsam ve bundan biraz bile farklıysa aman aman sakınha derim. Yazar aşkı anlatmış ama benim aşkı birazcık olsun gördüğüm tek yer trollün sevgilisinin koluna sarılıyken ölmesiydi. Kısaca bana göre kitap aşırı aşırı eksikti ha seriymiş belki diğer kitaplarda tamamlanır bilemem.


İkinci Harfi "İ" bizim kapağı daha çok beğenmiş ama ben orijinal kapağa bayıldım :D :D Onu da tıklayıp bulabilirsiniz :)
Çok beğendiğim yerler olmasa tam bir fiyasko derdim ama o kadar değil. Trollerin dünyasına bi giriş yapılmalı mutlaka ;)

Puanlamama gececek olursak eğer ne derim biliyo musunuz ?? Hımm...

4.5/10

Çekilişe de mutlaka katılın hemen burada :)

a Rafflecopter giveaway

6 Ekim 2013 Pazar

Eczacının Kızı - Charlotte Bets || Kitap Canavarlarının 1. Blog Turu


Uzun zaman sonra amacıma ulaştım ve bir turdayım! Ve tur için yorum yazıyorum neredeyse nasıl yazdığımı unuttum :D Önce kim ne zaman neler yapacak bir ona bakalım :) 

06.10.2013 Kalbi Kitapta Atan Çocuk - Yorum, Ön Okuma ve Çekiliş
07.10.2013 İkinci Harfi "i" - Yorum, Yazar Kimdir, Alıntılar
08.10.2013 Kitap Sara'yı - Yorum, Kitabın Aldığı Ödüller
09.10.2013 Bi Dolu Kitap - Yorum, Playlist
10.10.2013 Mavi Kalem - Yorum, Kapak Edisyonları, Ekip Kitap İçin Ne Demiş?
11.10.2013 Büyülü Ayraç - Yorum, Film Olsa Kimler Oynamalı


Günlerce kitap aradık, bulduk, yayınevi kabul etti, gönderdi ve kitap sonunda elimize geçti J Daha doğrusu direkt elime de geçmedi. Sağ olsun bizim alt katta bir terzimiz var bana gelen tüm kargoları ben yokken alıyor. Okuldan bir geldim kargooo ve ben havalara uçtum.

Açtım kargo paketini… Bir kapak bu kadar mı güzel olur ya… Bayıldım… Tabi hemen başladım okumaya. Öyle böyle derken bir baktım kitabın ortasına gelmişim öyle de akıcı bi kitap yani J Dedim daha tura 10 gün var ne mu şiddet bu celal ve biraz ara verdim kitaba. Ama aklımdan çıkmadı bir türlü diğer kitapları da okuyamadım ama bunu da okumadım bitmesin diye. Sonra yine başladım okumaya ama ağır ağır okudum tuttum kendimi öyle de daha bir güzel oldu kitap. Sonuç olarak bitirdim kitabı ve kapağı kapattığımda “Vaay bee” dedim kendi kendime. Uzun zamandır tarihi bir roman okumamıştım ve 17.yy çok iyi geldi bana.

Tam sevdiğim tarza içinde her şeyden bir tutam olan bir kitaptı. Aşk, intikam, ihanet, veba, yoksulluk, zenginlik, kölelik, dostluk… Daha da sayabilirim :D Biraz konusuna da değinmek istiyorum spoiler vermekten kaçınacağım ama mutlaka spoiler olur yani yorumun bundan sonrasına dikkat! Hatta sanırım çok fazla spoiler olacak :D 

Susannah Fleet Caddesin’de babasıyla beraber bir Eczacı dükkanında çalışmaktadır. Ama babası bir gün eve aşık olduğu kadınla gelecektir ve Susannah’ın sıradan hayatı artık bambaşka bir hayata dönüşecektir. Üvey annesi Susannah’ı aynı evde istemez ve Susannah’ta ilgisine çekmeye başlayan Bay Henry Savage ile evlenmiş buluverir kendisini.

Eski evini ve Eczacının o sülfür kokusunu her zaman özleyen Susannah yeni hayatında pek mutlu değildir kocası geceleri eve gelmemektedir ve evliliklerinde hep bir eksiklik vardır. En büyük eksiklik. Bay Savage mutluluğu her gece meyhanedeki siyahi bir kadın kollarında bulmaktadır ve Bay Savage yine günlerce eve gelmediği zamanın sonunda bu siyahi kadının kollarında vebadan can verir. 

Bay Savage öldüğünde ise bütün yalanları bir bir ortaya çıkar. Evin kendisinin olduğunu söylemiştir ama ev sahibi gelip Susannah’ı evden kovar Henry hiçbir kirayı ödememiştir, babasının onun için verdiği çeyizi siyahi kadınla harcamıştır… Susannah’a kocasından tek kalansa aralarında geçen yalnız bir geceden kalma bir çocuktur. 

Babasının evine dönen Susannah’ı üvey annesi istemez ve en sonunda Susannah’ın gideceği yer Dr. William’ın teyzesi Agnes’in yanıdır. Burada zaten ilgi duyduğu William’la beraber olan Susannah’ın bebeği her gün büyümektedir tıpkı William’a olan aşkının büyüdüğü gibi. Ama şehirde veba iyice yayılmıştır. Babasına veba bulaştığını öğrendiğindeyse Susannah kahrolur. William babasını iyileştirmek için vebalılarla aynı eve kapatıldığındaysa acısı ikiye katlanır. 

Peki William o evden çıkabilecek midir? 
Susannah’ın duyguları karşılıklı mıdır?
Çıkan büyük yangından kurtulabilecekler midir?
Önündeki hayatta Susannah’ı başka ne zorluklar beklemektedir?

Bunları söylemiyorum ama şuan bu yorumu yazarken tüm kitabı tekrar hatırladım ve kitaba yeniden hayran kaldım. 

Kesinlikle herkesin okumasını istediğim bir kitap, yazarın mükemmel anlatımı, hayatın gerçekleri, aşk, gurur, nefret her şey bu kitapla harika bir şekilde harmanlanmış.

Şimdi de birkaç alıntı paylaşarak yorumumu bitireceğim. Ön okumayı da mutlaka okuyun seveceğinize eminim ;) Puanımı isterseniz eğer zaten biliyorsunuz :D

∞/10



“Arzu bütün erkeklerin başını döndürür. Sonsuza dek sürmez ama.” Martha’nın ela gözleri hüzünlenmişti. “Aşk evliliklerinde bile sonsuza dek sürmez.”

Yatağın yanındaki masanın üzerinde duran leğene de o anda bakabilmişti.Kan gölünün ortasından onu selamlarcasına bir el uzanmıştı. Ama Susannah’ı asıl mahveden bebeğin yüzüydü.Gözleri yarı kapalıydı ve ağzı, annesinin sütünü emmeye hazır bir gül goncası gibi açılmıştı.

“Kızgın güneş içinde yanıyormuş gibi hissedersin. Sonra”,derin bir iç geçirdi, “akşamları kurbağaların vıraklaması etrafı sardığında, binlerce flüt çalıyor sanırsın. Ama en çok özlediğim geceleri kölelerin şarkı söylemesi. Erkeklerin kalın sesi şeker kamışından yaptıkları pekmez kadar yoğun, kadınlar da çok hoş bir harmoniyle onlara eşlik eder.”

Dehşet içinde annesinin korkunç ölümüyle ilgili anıları zihninde canlandırırken, bu çocuğun, Henry’nin çocuğunun da kendisini öldüreceğini biliyordu. Bir şeyler yapmalıydı! Gece uzundu ama sonunda Susannah bir karara varmıştı.

“Aileleri onları cehenneme hapsetmiş ve onlar için tek gerçekçi kaçış ölüm. Hastalıklarını tedavi etmeye çalışırken bu ümidi ellerinden mi alıyorum?”

Gel benimle yaşa ve aşkım ol
Bütün zevkleri tadacağız,
Vadileri inler, tepeler, düzlükler,
Ormanlar ve yüksek dağlar önümüzde eğilecek.
Kayalara oturacağız
Sürüsünü besleyen çobanı izleyip
Yanı başına oturduğumuz nehrin melodisini,
Kuşların cıvıltısını dinleyeceğiz.

“Tüm savunma mekanizmamı kırıp kalbime giden yolu buldun ve artık sensiz yaşamak istemiyorum. Burası doğru yer ve zaman olmayabilir belki ama daha fazla beklemem mümkün değil. Susannah benimle evlenir misin?”

İşte Ön Okuma ve Çekiliş aşağıda :) Şartlar zaten orada yazıyor tekrar yazmayacağım ama eğer yorum da bırakırsanız çok sevinirim :) 


a Rafflecopter giveaway

30 Eylül 2013 Pazartesi

İşte Kitabımız



İşteee aslında son günlere kadar saklamayı planlıyorduk amaaa artık söylemeye karar verdikkk :) :) İlk turumuzda Eczacının Kızı'nı inceleyeceğizz :) 


Kitaplarımız geldi veee okumaya başladık. İsterseniz okuma hallerimizi buradan ve buradan takip edebilirsiniz :) 


Biz çok heyecanlıyız peki ya sizz ?? 




28 Eylül 2013 Cumartesi

Kitap Canavarlarının Blog Turu



 Bu postu yazmak için o kadar uzun zamandır bekliyorum ki anlatamam :D Blogumu açma sebeplerimden bir tanesi de bir blog turuna dahil olmaktı ve şuanda bu gerçekleşti. Geriye kaldı 39 sebep :D Tabiki şaka ama her şakada da bir gerçeklik payı olduğunu unutmayalım :)

Başta hiç haberim yoktu sonra bir baktım bana bir teklif geldi ve teklifi aldığımda halim tam olarak buydu


Sonra bir baktım ki altı kişiyiz:

Mavi Kalem bloguyla Burak turdaki ikinci erkek blogger. Zaten sadece ikimiz varız erkek olarak :P 
Bi Dolu Kitap bloguyla Zehra'da varmış aramızda
Kitap Sara'yı bloguyla da artık kankim olan Gülen'le de tanıştık bana turu teklif eden de kendileriydi ama beni sona bırakışş :P 
Büyülü Ayraç bloguyla Berfin de aramızdaymış meğer. Hep takip ederdim onun blogunu bak şimdi aynı turdayız
İkinci Harfi "i" bloguyla da Betül bizimleymiş onunda blogunun adını çok beğenirdim hep :P 


Altımız başladık kitap aramaya. Bazı kitaplarda anlaşamadık bazılarına yayınevleri dönmedi. Ama sonuç olarak kankim Gülen'in ve benim en çok istediğimiz kitap seçildi ve yayınevi de bize sponsor oluverdi o haberi aldığımdaysa ben işte böyleydim...


Kitaplar ellerimize ulaştı... Dım dım dım dım. Ama size kitabı söylememiz için biraz daha beklemeniz gerekiyor. Bana kızmayın bana kalsa söylerdim ama Gülen böyle istedi. Ama kitabın harika olduğuna emin olabilirsiniz. Ve eğer bizi Kitap Canavarları adresinden de takip ederseniz belki kitabı daha çabuk öğrenebilirsiniz. 


Kitap Canavarı kankilerime ve bizi takip eden herkese şimdiden teşekkür ediyorum. Kısa zamanda görüşmek üzeree ;)





Tutkulu Notalar - Olivia Cunning


Bugün size manyak ötesi bi haberim var ama önce bir yorum paylaşmak istedim :)

 Erotik kitapları seviyorum. Evet. Ve bu kitap tamamen farklı ve inanılmazdı yorumu biraz aşağıda önce bi tanıtım lazım. 

Kitap Tanıtımı
GÜNAHKARLAR TURNEDE 1.KİTAP

Müzik hiç bu kadar ateşli olmamıştı! 

Sahnelerin en seksi metal grubunun baş gitaristi Brian Sinclair, yaratıcılık kıvılcımını kaybettiğinde, bastırılmış dehasını ortaya çıkarabilmek için grubunu tutku dolu gecelere sürükleyecekti.

Tutkulu notaları ortaya çıkaran kadın...

Seksi psikolog Myrna Evans Günahkârlar ile birlikte tura çıktığında, gruptaki herkes onu baştan çıkarmaya çalışır ama Myrnanın elde etmek istediği tek adam Briandır

İki aşığın çılgın ve dizginlenemez tutkuları, onları yepyeni bir boyuta taşırken kendilerini sınırsız arzu ve günahlarla dolu bir turnede bulacaklardı...

Ve artık siz de bu ritmin esiri olacaksınız !

Tutkulu Notalar ateşli, seksi ve son zamanlarda okuduğum en eğlenceli kitaplardan biri. (Fiction Vixen)

Bu çocuklar çok şehvetli, seksi ve son derece çekici (Night Owl Romance)

Cidden şehvetli... (Find the Time to Read)

Günahkarca ateşli sahnelere hazır olun... (Drey's Library)

Olivia karakter yaratmada muhteşem bir iş başarmış ve hepsini seveceksiniz. (Romance Reviews)

Tek kelimeyle: ATEŞLİ (Moonlight to Twilight)

Kitap Yorumu

 Evet efendim az önce de söyledim erotik okumayı seviyorum :) Bu kitap çok çok çok farklıydı her açıdan.

Profesör Myrna (İnsan Cinselliği Profesörü ;)) bir otel lobisinde Günahkarlar'la karşılaşır ve olaylar başlar.

Diğer baş kahraman Brian ise sevgilisinden yeni ayrılmıştır ve bu takım elbiseli seksi kadın gruptaki herkes gibi onun da dikkatini çekmişti.

Herkes Myrna^yı isterken Myrna sadece Üstad Sinclair'ı yani Brian'ı istiyordu ;) Yavaş yavaş başlayan ilişkileri Myrna'nın bir işi çıkmasıyla daha da ateşlenir. Turne boyunca Myrna 5 seksi rockçının hayranlarının davranışlarını inceleyecektir tabii gruptakileri de incelemeden bu olmazz :)

Tur otobüsündeki seks sahnelerini, hard seks'i, üçlü seksi, Trey'in homoseksüel ilişkilerini, motorsiklette ve arabadaki sahneleri anlatamam blogumu kapatırlar falan. Dediğim gibi her şey çok farklıydı bu kitapta ve kesinlikle Grinin Elli Tonu'ndan ve Crossfire serisinden daha çok sevdim.

Bu kadar geç yorum yazmamın sebebini ise hemen söylüyorum. Seri kitaplarda beklemeyi sevmiyorum Ephesus 45 gün arayla çıkaracağını söylemişti ama bir 90 gün oldu herhalde ama artık kapağı belli olunca bende hemen okudum bitti.

Eğer hakim-itaatkar ilişkilerinden sıkıldıysanız, sıkılmadıysanız bile farklı bir tarz okumak istiyorsanız bu kitapta her şey var. Tabii aşkı unutmak olmaz kimse aşk olmadığını söylemedi ;) 






 İşte ikinci kitabın mükemmel kapağı :) 


Puanlamaya gelirsek okuduğum en iyi erotik kitaptı o yüzden...

                                          ∞/10